Turkish (Turkiye)English (United Kingdom)

Main Page Articles and Commentaries Kuzey Buz Denizi'nin Statüsü

Kuzey Buz Denizi'nin Statüsü

k_133482_ogu_koseDünya'da bugün ekonomik krizin etkileri tam anlamı ile hissedilirken, gıda krizi ve küresel ısınma, çevre konuları tartışılırken bir kenarda sessizce Kuzey Kutbu'nun statüsü hakkında çalışmalar yapılmaktadır. Nasıl ki her kriz beraberinde zenginlerini de getirmekte ise tüm insanlığı tehlike ile karşı karşıya bırakan küresel ısınma ise buradan kazanç sağlayacak bir takım ülkeleri beraberinde getirecektir. Daha da acı tarafı bu paylaşımı yapacak olanlar "gelişmiş ülkelerin" ta kendisidir.

Rusya'nın bu bölge üzerinde hak iddiası ve bunun sonucunda Hazar'ın statü sorununa benzer sıkıntıların yaşanacağı söylenmekte idi. Ancak Gröndland'da toplanan beş ülke - Rusya, Danimarka, Norveç, Kanada ve ABD- aralarında bu kaynakların paylaşımı üzerine bir mutabakata varmışlardır.

Bu toplantıdan çıkan sonuç Danimarka Dışişleri Bakanı Peg Stig Moeller tarafından "Kuzey Buz Denizi'ndeki doğal kaynakların gelecekteki barışçı kullanımı konusunda iyi bir siyasal çerçeve çizilmiştir." Şeklinde ifade edilmiştir. Tabi burada tüm insanlığın ortak mirası olan ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açacak bir çözülme sonrası ortaya çıkacak kaynakların nasıl bir barışçıl amaçla tüm insanlık adına paylaşıldığı henüz cevaplanmamıştır. Bu açıklama ile beş ülke arasında bundan sonra bu konu üzerinde herhangi bir yarış olmayacağı da deklere edilmiştir. Bu arada dünya petrol kaynaklarının %25'inin bu bölgede olduğu tahminleri de hizmet edilecek barışçıl amacı anlama da sanırım bize yardımcı olacaktır.

Tabi bu noktada meselenin neden birden bu kadar önemli hale geldiğini anlamak için öncesine biraz bakmak gerekmektedir. AB'nin ciddi enerji sıkıntısı vardır ve Rusya'nın Gürcistan'da yaşadıkları sonrası alternatif enerji yolları konusu yine gündeme oturmuştur. Nabucco ile Avrupa'ya gidecek olan gaz ise ihtiyacın sadece bir kısmını karşılamaktadır.

Küresel ısınma sonucu Kuzey Denizi'nde buzulların erimeye başlaması ile yeni enerji sahaları ortaya çıkmıştır. Bu konuda AB Komisyonu'nun enerjiden sorumlu üyesi Piebalgs, bu bölgenin petrol ve gaz aramaya açılması konusunda açıklama yapmıştır. Enerji konusunda dengelerin değişmesi artık dikkatlerin bu noktaya çekilmesine neden olmuştur.

AB Komisyonu adına bu açıklama gelirken bu süreçte çevrenin korunması esas alınacağı da beraberinde ifade edilmiştir. Ancak çevre örgütleri hukuki statüsü bile henüz netleşmemiş olan bu bölgede yapılacak çalışmaların doğal dengeyi bozacağını ifade etmektedirler.

Diğer bir konu ise buzulların ortadan kalkması ile Atlas ve Pasifik okyanusları arasında geçiş yolunun ortaya çıkacak olmasıdır. Bu konu Kanada-Danimarka ve ABD arasında sorun olmaya başlamıştır. 2009 yılında Yukarıda sayılan beş ülke bu konuda bir çözüm önerisi sunmaya hazırlanmaktadır. Bu bölgedeki petrol ve gaz rezervlerinin tahmin edilen miktarlar kadar çıkması halinde paylaşım sorunu baş gösterecektir. Bu yüzden beş ülke şimdiden bu sorunu aralarında halletme yoluna gitmektedirler. Tabi ki burada sorgulanması gereken konu nasıl oluyor da bugüne kadar insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen bir alanda paylaşıma gidilebiliyor.

Özellikle öncelikli ilkeleri arasına iklim değişikliği ve çevrenin korunmasını alan AB şimdiden burada yatırım yapmak için araştırmalar yapmaktadır. Küreselleşmenin ve liberal sistemin en büyük çıkmazlarından bir tanesi burada görülmektedir.

Bir taraftan Kyoto protokolü üzerine çalışmalar yapıp, çevrenin korunmasına çok ciddi kaynaklar ayırırken diğer taraftan -eğer küresel ısınma kaçınılmazsa o zaman paylaşım nasıl olmalı- yönünde bir mücadeleye girmek en büyük ironiyi içinde barındırmaktadır.

Tabi bunun bir de sosyolojik yansıması vardır. Toplumlar artık çevrenin korunması konusunda yapılan çalışmalara daha temkinli yaklaşmaktadır. Bu konuda 2009 yılında neler yaşanacak beraber izleyeceğiz. Ancak unutmamak gerekir ki insanlığın ortak mirasını koruyacak olan yine bizler olmalıyız.

AB Uzmanı Oğuzhan KÖSE
 

tasamyayinlari

1-2 Aralık 2010


{alt}