Turkish (Turkiye)English (United Kingdom)

Ana Sayfa Haberler I. Avrupa-Türkiye Forumu

I. Avrupa-Türkiye Forumu


Türkiye’nin AB Üyeliği: Avantaj ve Dezavantajlar

I. AvrupaTürkiye Forumu" TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve Instytut Wschondi işbirliği ile 5–6 Aralık 2008 tarihlerinde Polonya’nın Sopot kentinde gerçekleştiriliyor. Foruma, Türkiye’den bürokratlar, akademisyenler, iş adamları ve basın mensuplarından oluşan 70 kişilik bir heyet katılacak.

Polonya’nın Başkenti Varşova’da merkezi bulunan INSTYTUT WSCHODNI ve TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) işbirliği ile 5-6 Aralık 2008 tarihlerinde Polonya’nın Sopot kentinde yapılacak olan I. AvrupaTürkiye Forumu’nda siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal boyutları ile “Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri” ele alınacak ve tartışılacak.

İki gün sürecek Forum boyunca TBMM, Avrupa Parlamentosu ve pek çok Avrupa ülkesi ulusal parlamentolarından temsilciler ile bürokratlar, akademisyenler, iş adamları ve basın mensuplarından oluşan 150 kişilik bir grup 8 ayrı oturumda aşağıdaki temel konuları ele alacaklardır:

- Güneydoğu Avrupa, Asya ve Afrika’da Türkiye’nin Rolü
-    Türkiye ve Avrupa Bütünleşmesi
-    Doğu ve Batı arasında köprü konumundaki Türkiye ve AB’nin enerji güvenliğindeki rolü
-    Türkiye’nin ekonomik potansiyeli ve AB’nin ortak pazarındaki kullanımı
-    AB-NATO ilişkilerinde Türkiye’nin rolü
-    Güney-Doğu Avrupa’da ve Orta Doğu’da Türkiye’nin Rolü
-    Karadeniz Bölgesi ve AB’nin Karadeniz Politikası
-    Avrupalı kimliği ve Türkiye
-    Doğrudan yabancı yatırımlar: Türkiye’nin ve AB’nin yatırım profilleri

Forum’a ilişkin olarak TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunun kararlı adımlarla devam ettiğini belirttikten sonra; müzakere sürecinde gözden kaçan en önemli unsurun, halkların birbirini anlaması ve bu anlayışı sağlayacak zeminin inşa edilmesi ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Şensoy’a ait ifadelerle “Avrupa Birliği projesinde temel unsurlardan biri halktır. Bu sebeple Avrupa Birliği Vatandaşlığı teori ve pratikte ciddi bir meseledir. Bu anlamda ortak paydaların geliştirilmesi açısından Türkiye’nin kendini ifade edebilmesi ise son derece önemlidir.”

Şensoy ayrıca şunları sözlerine ekledi: “Bugün Avrupa Birliği’nin, çok kutuplu küreselleşmenin yönetiminde söz sahibi olmak için Türkiye ile pek çok açıdan daha sıkı bir ilişki biçimi geliştirmesi gerektiğine ilişkin ortak bir görüş vardır. TASAM olarak bu görüşü paylaşıyoruz. Bu durum değerlendirmesi, bir yanıyla parçası olduğumuz Avrupa’nın dinamik süreçleri karşısında pasif bir durumda izleyici kalmamızı olanaksız kılmaktadır. Avrupa’yı ülkemiz için fırsat alanı olarak görmekle birlikte, Avrupa’nın dünya siyaseti ve ekonomisinde var olan öneminin kaçınılmaz olarak ortaya çıkaracağı sorunların çözümünde sorumluluğumuz olduğu ve katkı sağlayacağımız düşüncesindeyiz.” Bütün denge ve parametrelerin yeniden tanımlandığı ve dünya sisteminin zorlu bir sınavdan geçtiği bu dönemde Türkiye’nin stratejik önemi ve kazanımları her açıdan çok daha fazla artmıştır. Geleneksel korkuları bir yana bırakarak Türkiye’nin hızlandırılmış bir takvimle birliğe dahil olması AB’nin çok kutuplu bir dünya sistemi içerisinde güçlü bir şekilde var olabilmesi için zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır. Aksi durumda Türkiye’nin alternatifi reelpolitik sağduyu içerisinde yine kendisi olacaktır.

Yine Şensoy’a ait ifadelerle “I. AvrupaTürkiye Forumu ile Avrupa’yı yeniden tanımlayan dinamiklerden iç ve dış politika, güvenlik, ekonomi ve enerji konularını Avrupa Birliği üzerinden, her birini Türkiye ile ilişkilendirerek tartışmayı amaçlıyoruz. Çıkış noktamız artık içinde olduğumuz Avrupa’daki süreçlerin ve bu süreçleri belirleyen aktörlerin dikkatle izlenmesi, analiz edilmesi ve anlaşılması ihtiyacıdır. Bu ihtiyaçtan bir adım ileri giderek sadece anlama ve anlatmanın yetmeyeceği, bahsedilen süreçlerin oluşumuna ve aktörlerin bu süreçleri yönetimlerine dahil olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemiz ve Avrupa’nın çıkarları bağlamında “Yeni Avrupa”nın şekillenmesinde Türkiye’nin nasıl etkili olabileceğinin ortaya konması gerektiğine inanıyoruz. I. AvrupaTürkiye Forumu’nu düzenleme gerekçemizi bu inanç oluşturmaktadır.”

 

MAKALELER

tasamyayinlari

1-2 Aralık 2010


{alt}